Akciğer Kanseri ve Sigara Kullanimi
Geçtiğimiz
yüzyılda nadir görüldüğü bildirilen akciğer kanseri, bu yüzyılın
başından itibaren sanayileşmeye paralel olarak artmaya başlamış, son
40-50 sene içerisinde ise belirgin bir artış göstermiştir. Eskiden
erkeklerde kansere bağlı ölümlerde mide ilk sıradayken bugün akciğer
kanseri ilk sırada yer almaktadır. Amerika Birleşik Devletleri’nde
2001’de tek başına akciğer kanseri 169.500 ölüme sebebiyet vermiştir
(1). 2005 yılında American Cancer Society’nin yayınladığı verilere göre
akciğer kanseri, erkeklerde 90.490, kadınlarda ise 73.020 kişide olmak
üzere toplam 163.510 kişide ölüme neden olmuştur (2). 2008 yılında yine
American Cancer Society’nin yayınladığı verilere göre, akciğer kanseri
erkeklerde 90.810, kadınlarda ise 71.030 kişide olmak üzere toplamda ise
161.840 kişide ölüme neden olmuştur. Bu oranlar tüm ölüme neden olan
kanserler arasında erkeklerde %31, kadınlarda ise %27 ile ilk sırayı
almaktadır
Tütün kullanımı
Akciğer
kanserinin artışındaki en büyük sebep olarak tütün kullanımı
gösterilmektedir. Tütün kullanımının tarihçesi 4000 yıl öncesine kadar
uzanmaktadır. Tütün, Yerli Amerikalılar tarafından ilk olarak uyuşturucu
amaçlı kullanılmakta iken, 1492 yılından itibaren Amerika’nın Christoph
Columbus tarafından keşfiyle tüm kıta genelinde kullanımı
yaygınlaşmıştır (4). Günümüzde yetişkinlerin 1/3’ü (1.3 milyar insan)
sigara içmektedir. Yılda yaklaşık 6 trilyon sigara içilmekte ve sigaraya
başlama yaşı gittikçe küçülmektedir (5, 6). Yılda yaklaşık 5 milyon
insan sigara içmeye bağlı rahatsızlıklardan ölmektedir. 2025 yılına
gelindiğinde yılda yaklaşık 10 milyon insanın tütün kullanımına bağlı
nedenlerden yaşamını yitirmesi, erişkinlerin ise 1/3’ünün sigara içmeye
bağlı nedenlerden ölmesi beklenmektedir (6) İlginç bir şekilde, sigara
içenlerin %75’i az gelişmiş ve yaşam düzeyi düşük ülkelerde yaşamaktadır
(7). Son 30 yıl içinde İngiltere ve Finlandiya gibi bazı Avrupa
ülkelerinde ve Amerika Birleşik Devletleri’nde içilen sigara miktarı
azalsa da, Çin ve diğer Asya ülkelerinde bu sayı artmaktadır
Akciğer
kanserine yakalanma nedenleri arasında tütün kullanımı erkeklerde %90,
kadınlarda ise %79 ile ilk sırayı almaktadır (9). Sigara içmeyenlerle
karşılaştırıldığında, hayatı boyunca sigara içmiş kişilerde kansere
yakalanma riski 20 ila 40 kata kadar artmıştır (10, 11). Sigara
içmeyenlerde akciğer kanserine yakalanma oranı ise sadece %2’dir (12).
Sigara ve akciğer kanseri arasındaki ilişki skuamöz hücreli ve küçük
hücreli olanlarda, adenokarsinom ve büyük hücreli karsinomlarla
olduğundan daha güçlüdür
Akciğer kanserine yakalanma riski günde
içilen sigara adedi ve sigara içilen senelerin süresi ile doğru
orantılıdır. Bunlardan başka, sigaraya başlama yaşının erkenliği, dumanı
akciğerlere derin çekme, sigarayı sonuna kadar içme ve sigarayı ağızda
devamlı tutma da hastalığa yakalanma riskini arttırmaktadır. Erkeklerin
kadınlara oranla daha fazla sigara içmesi 5-10 kata kadar daha fazla
risk oluşturmaktadır. Akciğer kanseri pipo ve puro içenlerde sigara
içmeyenlere oranla 5 kat fazla olmakla beraber, bu oran sigara
içenlerdekine göre daha azdır
Sigara içmeyenlerin çok küçük bir
kısmında bronşlarda epitel metaplazisi bulunurken, sigara içenlerde
içilen sigara miktarının adedinin ve sürenin fazla olması ile orantılı
olarak epitel metaplazisi ve bazal hücre hiperplazisi bulunur. Bunlar
bronş kanserini başlatan bir odak oluşturur. Karsinojene bağlı
değişimlerin kırılgan bölgelerde daha çok olduğu ve bu bölgelerdeki
genlerin bu tür bir maruziyet nedeniyle değiştiği belirtilmiştir
Sigara
dumanındaki nikotin kanserojen olmamasına rağmen bağımlılığa neden
olmaktadır. Sigara dumanında bulunan kanserojen maddeler polisiklik
hidrokarbonlar ve nitrozamin türevlerdir. Polisiklik hidrokarbonlardan
3-4 benzo[a]piren’in en etkili kanserojen olduğu düşünülmektedir.
Bunlardan başka birçok zehirli madde kanserojen etki göstermektedir.
Sigara dumanından 4000’den daha fazla kimyasal bileşen elde edilmiş
olup, bu maddelerin 60’dan fazlası karsinojendir
Sigara dumanında
bulunduğu bilinen karsinojenler, eş karsinojenler ve tümöre neden olan
maddeler de akciğer kanserinin esas sebeplerindendir. Sigara dumanı
parçacıklı faz (katran) ve gaz faz olmak üzere iki faza
ayrılabilmektedir. Her iki tipte çok farklı serbest radikaller ve
oksidanlar vardır. Gaz fazı yüksek derişimlerde oksiradikaller ve
nitrojen oksitleri (serbest radikaller), özellikle nitrik oksiti
içermektedir. Bu fazdaki organik radikaller nitrik oksidin (NO) yavaş
oksitlenmesiyle nitrojendiokside (NO2) dönüşür. NO2, organik bileşenlere
karşı daha tepkiseldir. Gaz fazdaki radikaller kısa ömürlüdür. Oysa
katran fazda oldukça kararlı radikaller yüksek derişimlerde bulunur.
Katran radikalleri suda erime özelliğindedir, bu nedenle de akciğerin
sıvı yapısında bu uzun ömürlü radikaller bulunmakta ve biyolojik hasar
verebilmektedir. Bu radikal sistem yeterince uzun ömürlü olduğu için
akciğerin içini kaplayan sıvı boyunca yayılabilir, hücre içi organellere
ve DNA’ya ulaşabilir. Katran fazı ayrıca çok miktarda nikotin ve
nitrozaminler içerir. Katran fazındaki radikaller aracılığıyla
digoksigenin indirgenmesinden süperoksit ve hidrojen peroksit oluşmakta,
bunlar da DNA hasarına yol açmaktadırlar (16). Hem katran fazında hem
de gaz fazında bulunan bu karsinojen maddelerin laboratuar hayvanlarında
yapılan deneylerde akciğer kanserine yol açtığı ispatlanmıştır
Sigara
dumanındaki en önemli 3 karsinojen sınıfından biri olan polisiklik
aromatik hidrokarbonlardan (benzo[a]piren, nitrozaminler ve aromatik
aminler) en çok nitrozaminler, özellikle de
4-(metilnitrozamin)-1-(3-piridil)-1-bütanon (NNK) üzerine
odaklanılmaktadır çünkü bunlar özellikle akciğerde adenomlar ve
adenokarsinomlar olmak üzere tümör gelişimini tetiklemektedir. DNA
üzerine verdikleri hasarlar nedeniyle DNA’da yanlış tıpkıyapımlara ve
mutasyonlara yol açmaktadırlar. İçilen sigara miktarı arttıkça akciğer
kanserli hastaların bronşiyal dokularındaki hasarlı DNA miktarının da
artmış olduğu görülmüştür. Ayrıca her ne kadar nedeni tam olarak
bilinmese de kadınların sigara kullanımına bağlı olarak akciğer kanseri
olmaya erkeklerden daha yatkın olduğu bulunmuştur
19 Mart 2013 Salı
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
0 yorum:
Yorum Gönder